ARED Sohbetleri etkinlikleri kapsamında, 20 Şubat 2021 tarihinde, ARED Yönetim Kurulu Üyesi Evren Güldoğan’ın moderatörlüğünde ve PLATFORMDER Genel Sekreter Yardımcısı Abdullah Tuncer’in katılımıyla, ‘Yüksekte Güvenle Çalışma’ konusu, endüstriyel reklamcılık sektörü tarafındaki farkındalığı ile birlikte değerlendirilerek ele alındı.
Personel Yükseltici Platform İşletmeci İmalatçı ve Distribütörleri Derneği, kısa adıyla PLATFORMDER iş birliğiyle, son dönemde üzücü olaylara da yol açan önemli bir konu olan “Yüksekte Güvenle Çalışma” hakkında farkındalık sohbeti gerçekleştirildi.
Yüksekte çalışmanın tanımı ve kapsamı tartışıldı
Programda, PLATFORMDER Genel Sekreter Yardımcısı Abdullah Tuncer, yüksekte çalışmayı seviye farkının olduğu tüm faaliyetler olarak tanımlıyor. Türkiye’de konuyla ilgili herhangi bir metraj verilmediğini belirten Tuncer, bu durumun ülkemizin kamu otoritesinin bu konuya vermiş oldukları ehemmiyeti gösterdiğini, örneğin Amerika’da yüksekte çalışma sınırının 1.2 metre, Avrupa’da ise 1.8 metre olarak belirlendiğini söylüyor.
Tuncer yüksekte çalışma yapılmadan önce ekipmanla yapılacak işin iç mekan-dış mekanda ayrımının yapılması gerektiğini, ekipman kiralama için bir firmadan teklif alırken çalışma kapsamının iyi belirlenip aktarılmasının son derece önemli olduğunu, personel yükseltici platformların 7 ana kategori ve 150 çeşit ürün barındıran zengin bir yapısının bulunduğunu katılımcılarla paylaştı. Ortam ve rüzgar gibi iklimsel faktörlerin de çalışmaya elverişli olması gerektiğini ekleyen Tuncer bu nedenlerle işin yapılacağı ortamda yapılacak keşfin çok önemli olduğunu ekleyerek katılımcılara tavsiyelerde bulundu.
“Ekipmanın standartlara uygunluğu kontrol edilmeli”
Personel yükseltici platformun standartlara uygun olmasını sağlamanın öncelikli hedef olduğunu belirten Tuncer, standartlara uygunluğun periyodik kontrollerin kiralanan firmadan talep edilerek analiz edilebileceğini söyledi. İnsan kaldırmak için tasarlanmış ekipmanların kullanım ve üretim standartlarının farklı olduğunu, periyodik kontrollerinin de farklı yapıldığını ekledi.
Ekipmanı kimin ürettiğine ve üretici beyanına hakim olmanın önemini vurgulayan Tuncer, makinayı kullanacak kişinin operatörlük belgesinin olup olmadığının kontrol edilmesi gerektiğini söylüyor ve “Personel ve yük yükseltici platform operatörlük belgesi, 2015 yılından beri Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından tedbirden geçmiştir ve operatörlük belgesi olarak verilmektedir. Eğer kara yolunda seyir edecekseniz operatörlük belgesini ehliyetinize işletebiliyorsunuz, şantiyede çalışacaksanız belge olarak durması kafidir. Bu adımların hepsi sorgulanmalı, kontrol edilmelidir” diyor. Tuncer günümüzde kullanılan personel yükseltici platformların kullanım amacını ise işi kısa sürede bitirmek ve iş sağlığı ve güvenliği açısından işi güvenli ortamda yapmak olarak açıkladı.
İş sağlığı ve Güvenliği Kanunu ele alındı
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na dikkat edilmesi gerektiğini belirten Tuncer, yapı işlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin yüksekte çalışmanın uygulamalı esaslarını belirlediğini ve kullanılan makinalar ve iş ekipmanları yönetmeliği açısından, ilgili kanun ve mevzuata uymanın zorunlu olduğunu belirtiyor “Personel yükseltici platformlar nedir, nerelerde kullanılır hangi standartlarda üretilmiş olmalıdır, periyodik kontrollerinin nasıl yapılmış olması gerekir” konularının mevzuat tarafından net bir biçimde açıklandığını belirten Tuncer, makine emniyet yönetmeliği ve EN 280 standardının aranması gereken hususlar olduğunu vurguluyor.
Firmalarda istihdam edilen İSG uzmanlarına büyük iş düştüğünü belirten Tuncer, şöyle devam ediyor. “Aslında onlar bu konuda gerekli hassasiyeti gösterseler birçok problemi çözmüş olurlar. Örneğin şu anda 50’den fazla iş makinesi için 50’den fazla operatörlük belgesi vardır. Forklift operatörü ayrıdır, trans palet operatörlüğü ayrıdır, elektrikli forklift vardır, gezer köprülü vinçler vardır fabrikalarda onun belgesi ayrıdır, personel yükseltici platform operatörlüğü ayrıdır, mobil vinç ayrıdır… Bunlar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kaliteden geçmiş ve şu anda uygulanan mevzuatlardır ve buna göre de eğitimler verilir.”
“Yüksekte çalışmanın iş kazalarındaki payı çok büyük”
Moderatör Güldoğan’ın 2019 sonunda Bodrum’da bir reklamcı meslektaşın kaza sonucu vefat etmesi ve ARED’in de davayı takibi sonucunda, işverenin ceza davasında vinç kiralayan firmanın sahibine ilgili işe vinç gönderilmemesi, makaslı platform gönderilmesi gerektiği nedeniyle hapis cezasının çıktığını öğrenmesi sürecini anlatması üzerine Tuncer, karardan duyduğu memnuniyeti de dile getirerek; şöyle diyor: “Personel yüksekte çalışıyor ise öncelikle kişisel koruyucu donanım ile ilgili mevzuat var. Bu mevzuatlara uygun ekipman olması gerekir ve belirli işaretler olmalıdır. Bunların nasıl okunduğuyla alakalı mevzuat zaten açık, net bir şekilde bilgi vermektedir. Örneğin emniyet kemeri kesinlikle olmalıdır. Mesela Rize’deki kazada emniyet kemeri yok denilmişti. Yani orada emniyet kemerine gelene kadar aslında o sepetin nasıl devrildiğinin soruşturulması lazım. EN 280 standardına göre böyle bir sepetin devrilmesi mümkün değildir. Bazen sepetin üzerine bir kalas koyuyorlar ve onun üzerine çıkıyorlar, bu oldukça yanlıştır. Ekipmanlar üzerinde belli başlı yerler vardır ve sizin hareket kabiliyetinizi kısıtlamaz. Mutlaka baret olmalıdır, yüksekte çalışıyorken baş kısmına bir şey düşebilir. Fosforlu ikaz yelek yüksekte çalışırken gözle görülür olmanızı sağlar. Darbelere karşı yalıtkan ayakkabı da önemli çünkü yüksekte çalışıyorsanız en büyük kazalar elektrik kablolarına temasla gerçekleşir. Bunlar olmazsa olmaz ekipmanlardır. Bunların standardı vardır, o standartlara göre ekipmanlar verilmeli ve kullanılması iş esnasında zorunluluk haline getirilmelidir.”
Kazalarla ilgili rakamsal verilere de değinen Tuncer; Türkiye’de, 2013-2017 yılları arasında 2578 ölümlü iş kazasının olduğunu, bu kazaların ilk üçünde yüzde 44.4 ile yüksekten düşme, yüzde 17.8 ile trafik ve iş kazası, yüzde 10.4 ile sağlık sorununun yer aldığını kaydediyor. Yüksekte çalışmanın kazalarda çok büyük bir payı olduğunu yineleyen Tuncer, ekliyor: “Avrupa’da 29 ülkede bir araştırma yapıldı. Bu araştırma neticesinde 29 ülkede 83 ölümlü kazanın olduğu ve bunların da 25’inin elektrik çarpmasıyla meydana geldiği belirlendi. Çünkü yüksekteyken siz üstünüzdeki elektrik kablolarını görmüyorsunuz. Bu ekipmanların kullanımı esnasında çevreyi çok iyi görmeniz ve aşağıdan birisinin sizi gözlemlemesi gerekir. Yüksekte gerilim hatlarına çarpılarak ölme maalesef çok sık oluyor.”