ARED Açıkhava ve Endüstriyel Reklamcılar Derneği Başkanı Şahin Acar, özellikle 2021 yılının Aralık ayından günümüze dek, ülke genelinde hem işçiye hem de işverene direkt olarak yansıyan yüksek enflasyon, artan maliyet ve giderlerin açık hava ve endüstriyel reklamcılık sektöründeki etkisiyle ilgili açıklama yaptı. Acar, “Tüm dünyayı etkileyen pandemi koşullarının bir nebze hafiflediği, insanların caddelere, sokaklara dönmesiyle birlikte artan etkinliklerin sektörümüzü özlediği ortama kavuşturduğu son dönemde, artan maliyetler, enerji, doğalgaz ve elektrikle ilgili yapılan zamlar adeta heves ve mutluluğumuza gölge düşürdü” diyor. Pandemi öncesi verilere göre Türkiye’de yaklaşık 10 bin endüstriyel reklamcılık işletmesi bulunan, yıllık 9 milyar dolarlık iş hacmi olan ve bunun %33’üne yaklaşan bir ihracat büyüklüğü ile 125 bin kişilik bir istihdam kapasitesine sahip endüstriyel reklamcılık ve açıkhava sektörünün ilerleyen ihracat hafızasına en büyük keti vuranın bu zam oranlarının olacağını, rekabet etmeyle ilgili ciddi sıkıntılara yol açacak bu ortamda, yatırım kararlarının etkin bir biçimde verilmesinin mümkün olmayacağını dile getiren Acar, “Süregiden bu endişeli yolculuğumuz ekonomik açıdan büyük bir sıkışmayı beraberinde getiriyor ve zamlar özellikle ihracat faaliyetlerimizi engelleyecek” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Oldukça görünür alanlardaki işlerde başat rol oynayan sektör temsilcilerimiz zaten mücbir sebep kapsamına alınmayarak bazı desteklerden mahrum bırakılmıştı. Buna rağmen bizler ARED çatısı altında, elbetteki şirketlerimiz ve çalışanlarımız adına oldukça olumlu beklentilerle işlerimize geri döndük. Tüm çaba ve emeğini ülkemize katma değer üretme yönünde ortaya koyan sektörümüzü bu motivasyonu için kutlamakla birlikte son dönemde bir araya geldiğimiz temsilcilerden özellikle doğalgaz ve elektrik zamları ile artan maliyetlerinden dolayı haklı serzenişler var. Elektrik zamlarından sonra gelen faturaların sektörümüzde yaratacağı tahribatı silecek, herkesi rahatlatacak, eşitsizliği pekiştirmeyecek, firmaların sınıflandırılmadığı ve indirimli tarifelerin uygulandığı bir sistemin geliştirilebileceğini düşünüyoruz.”
Ülkenin büyümesi ve refah düzeyinin artması yönündeki çabalarına köstek olunmak yerine destek verildiğini görmenin kendilerini daha çok memnun edeceğini belirten Acar, ekliyor: “Enerji ve diğer maliyetlerdeki rahatlama, pandemi etkilerini silmekte oldukça kıymetli olurdu.”