Durst Expo 2022 Label etkinliğinde Linosistem Satış ve Pazarlama Müdürü Hakan Şahin sorularımızı yanıtladı.
- Durst’un dijital etiket baskısı için farklı makineleri var bunları hangi amaçlar için öneriyorsunuz?
Durst’un dijital etiket ve ambalaj baskısı için 3 ürünü var. Bunlar baskı kalitesi ve baskı maliyetleri açısından aynı nitelikte makineler. Birbirlerinden ayrıldıkları noktalar üretim kapasiteleri. RSC E, standart 52 metre/dakika hızla baskı yapıyor. RSC, 80 metre/dakikada hızda. RSCi ise hız olarak 100 metre/dakikaya çıkabiliyor ve web genişliği olarak 33, 42 ve 51 cm olarak pazara sunulmuş durumda. Bu yelpaze farklı kapasite ihtiyaçları karşılamak için. RSCi daha geniş baskı ihtiyaçları, esnek ambalaj ve endüstriyel üretim için. RSCi 80 metre dakika hızla da alınabiliyor ve flekso üniteleri ile daha geniş bir medya kullanımı ve uygulama yelpazesine olanak tanıyor. Bu makinemiz aynı zamanda öndeki flekso ünitesi ile serigrafi ayarında beyaz baskı ihtiyaçlarını da karşılıyor. Böylece tek geçişte baskı işi sonlandırılmış oluyor.
Shring sleeve gibi uygulamalarda beyaz en son atıldığı ve yoğun olduğu için off line tercih ediliyor. Bu aynı zamanda dijitale göre maliyet avantajı da sağlıyor. Çünkü bütün dijitallerde beyaz en maliyetli baskı. Bu tür uygulamalar için konvansiyonel beyaz baskı daha uygun.
- Durst’un bütün dijital etiket ve ambalaj baskı makinelerinde farklılık temel olarak hız ve boyutla mı ilgili?
Evet, makinelerimiz aynı özelliklerde ve kendi içlerinde upgrade edilebiliyor. Baskı kalitesi ve üretim maliyeti aynı. Aynı mürekkebi kullanıyorlar. RSC E’yi RSC’ye terfi ettirebiliyorsunuz (yazılım upgrade ile). RSCi makinemizi de 33 cm’den 42 ye daha sonra 51 cm web genişliğine upgrade yapabiliyoruz. Bütün makinelerimizde CMYK dışındaki bütün renkler istenildiğinde yerinde ilave edilebiliyor. Yani ilk yatırımınızda hız ve renk olarak temel bir konfigürasyona yatırım yapmış olsanız da daha sonra makinenizi hız ve ilave renklerle yeni ihtiyaçlara göre yapılandırabilirsiniz. Bunun için gerekli upgradeler yerinde yapılabiliyor.
- Size de sorayım Türkiye’de Durst yatırımları birdenbire hareketlendi. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Christos’un söylediklerine katılıyorum. Durst yıllardır çok iyi makineler üretmekle beraber pazarlama konusunda eksiklikler vardı ve “İhtiyacı olan gelir alır” anlayışı hakimdi. Fiyat konusunda ve tanıtım konusunda gerekli etkinlik gösterilmiyordu. Yönetimin değişmesi ile çevre değişti. Türkiye’deki mümessilliği de biz üstlendik. Yaklaşık 15 yıldır Atina merkezli Lino Grup yani Christos ve ekibi Güney Doğu Avrupa, İsrail gibi bir coğrafyada oldukça başarılı satışlar yapmış bir mümessil. 2017 itibarı ile Türkiye de Lino Grup bünyesinde. Bu süre içerisinde biz de gerekli çalışmaları yaptık ve bu da neticesini gösterdi, kurulumlar peş peşe geldi. Son anlaşma ile Türkiye’deki makine sayımız 6 oluyor.
- Türkiye pazarında öne çıkan üstünlükleriniz neler?
Her pazarın olduğu gibi Türkiye pazarının da kendine has özellikleri var. Güven oldukça önemli. Bizde yatırım yapmak bir Avrupalı’ya göre, kuru göz önüne alırsak 16 kat daha yüksek rakamlara geliyor. Dolayısı ile herkes ince eleyip sık dokuyor. Verilen paranın karşılığı bekleniyor.
- Bundan sonrası için beklentileriniz neler?
Çok sıcak projelerimiz var. Sonuca yaklaşmakta olduğumuz görüşmeler sürüyor. Dünyadaki enerji krizi, artan kurlar, ham madde sorunları yatırım yapacak firmaların odaklarını bir miktar kaydırdı. Ama UPM grevinin sonlanması, bazı alanlarda stabilizasyonun sağlanıyor olması ile firmalar projelere geri dönüyorlar. Diğer taraftan artan enerji maliyetleri yüksek hızlı ve üretken makinelerin daha gerekli olduğu gerçeğini ortaya çıkardı. Bizim makinelerimiz çok tecrübeli, yetişmiş usta ihtiyacını da ortadan kaldırıyor. Bu da sektörün ayrı bir sıkıntısı. Artan ham madde fiyatları ve tedarik sorununun olduğu bu dönemde en az fire ile üretim yapabiliyor olmak daha değerli. Önümüzdeki süreçte piyasada çalışan makinelerimiz olduğu için artık kendimizi anlatma konusunda elimizi daha rahat. Beş yıldır yaptığımız yatırımın sonuçlarını alıyoruz.
- Buraya gelen etiketçilerle yaptığınız değerlendirmeler nasıl geçiyor. Neler söylüyorlar?
Durst dijital etiket baskı makinelerine yatırım yapmış 3 firmamız burada. Bu firma temsilcileri Covid dolayısıyla daha önce buraya gelememişlerdi. Bu etkinlik onlar için iyi bir fırsat oldu. Bazı müşterilerimiz de sağlık ve vize sorunları yüzünden bu etkinlikte yer alamadılar. Onlar için başka bir etkinlik ayarlayacağız. İnsanlar dokunarak bir makine almayı tercih ediyorlar. Bir taraftan da üretim tesislerini görmeleri makinenin arkasındaki anlayış ve teknoloji konularında daha net fikir veriyor. Görüştüğüm misafirlerimiz gördüklerinden etkilendiklerini söylüyorlar. Yatırım yapanlar da doğru karar verdiklerini teyit ediyorlar.
Bunlar güvene dayalı bir pazarda bizim de işimizi doğru yaptığımızın bir kanıtı.
- Uygulama yelpazesi açısından Durst dijital baskı makinelerinde bir sınır var mı?
Hayır yok. Bizim düşük migrasyonlu mürekkeplerimiz de var. Bunlar, Nestle, FDA gibi uluslararası standartlara uygun. Her düşük migrasyonlu mürekkep Nestle sertifikasına sahip değil. Bu avantajla ürün gamı iyice genişliyor. Hemen her baskı altı malzemesine baskı yapabiliyoruz. Bu aynı zamanda firmalara yeni iş fırsatları da sunuyor. Firma temsilcileri ile makine tanıtımlarına gittiğimizde, mümkünse satış tarafından da birilerinin olmasını öneriyorum. Çünkü baskı örneklerini görmek onların kafasında da yeni fikirler uyandırıyor. Bizim makinemize yatırım yapan firmalarda en çok iş satış kanalına düşüyor. Makinenin yetenekleri ile yeni işler bulup almaları gerekecek. Bu da yeni fırsatlar demek.
- Kurutma sistemi nedir?
Nihayi kurutma 2 adet Mercury UV tarafından yapılıyor. Ama öncesinde ön kurutmalar UV LED’ler le yapılıyor. Beyazdan sonra bir, sistemde varsa orange, viyolet ve greenden sonra bir, CMYK’da ise her iki renkten sonra bir LED UV kurutucu var.