Altı yıl önce İstanbul’da dünyanın ilk 3D konsept mağazasını açan firma hemen hemen tüm sektörler için 3 boyutlu baskı teknolojilerini yaygınlaştırmayı hedefliyor.
Beş yıl önce, deneyimin henüz başlarında iken 3Dörtgen’in kurucusu Furkan Bakır ile Matbaa Haber için bir röportaj gerçekleştirmiş ve 3 boyutlu baskının Türkiye’deki ilk uygulamalarını okurlarımızla paylaşmıştık. Bu kez Pazarlama İletişimi Yöneticisi Doğukan Güney ile görüştük.
3Dörtgen’in kuruluş ve gelişme hikayesini kısaca özetler misiniz?
3Dörtgen fikri, Furkan Bakır’ın bir hayaliydi. Bakır, 2008’den itibaren üç boyutlu yazıcıların dünyadaki trendinin yaygınlaştığını fark ederek, “Masa üstü sistemler dahil gelişmiş, insanların kolaylıkla ulaşabilecekleri bu teknolojiyi Türkiye’de topluma daha hızlı bir şekilde yaygınlaştırmak hem de toplumu buna alıştırmak için nasıl bir girişim yapabilirim” düşüncesiyle yola çıktı. Bu düşünce 2013 yılında fiziki bir ortama büründü. Burası dünyanın ilk konsept 3D mağazası ve aynı zamanda bir kafe. İnsanlar burada yemeklerini yerken ve kahvelerini içerken aynı zamanda üç boyutlu yazıcıyı deneyimleyebiliyorlar.
Bir öğrenci üç boyutlu yazıcılara ihtiyaç duyduğu bir projesini burada kolayca üretebiliyor; ekibimiz onlara destek sağlayabiliyor. 2015’e kadar bu süreç devam etti. Bugün geldiğimiz noktada, ithalatını yaptığımız üç boyutlu yazıcıların endüstriye yönelmesi sebebiyle bizim de iş akışımız daha çok endüstriye yöneldi. Şu anda Türkiye’de Türk Hava Yolları’ndan Fiat ve Ford’a kadar birçok firma ile üç boyutlu yazıcı teknolojileri çözümleri üzerine çalışıyoruz. Bunun dışında bireysel fikri veya tasarımı olan kişilere de üç boyutlu tarama ve baskı hizmeti veriyoruz. Fikri olup bunu tasarıma dökemeyen kişilere üç boyutlu tasarım hizmeti veriyoruz. Ayrıca bireylere ve kurumlara üç boyutlu baskı eğitim hizmetleri de veriyoruz. İş akışlarına üç boyutlu baskı teknolojilerini entegre etmek isteyen firmalara da nasıl bir üç boyutlu yazıcı teknolojisi deneyimi yaşayabileceklerine dair eğitim veriyoruz. Ayrıca bir üç boyutlu yazıcı atölyemiz var. Bu atölyemizde daha çok bireylere üç boyutlu yazıcı teknolojilerini anlatıyoruz, burada onlar için bir deneyim ortamı kurgulamaya çalışıyoruz. Dokuz yaşından itibaren değişik yaş gruplarından insanlar gelebiliyor.
Endüstri ve ulaşım sektöründen firmalarla nasıl bir çalışmalar yapıyorsunuz?
Bu firmalar seri üretime geçmeden önce ön prototip yapımı süreci yaşıyorlar. Bu süreçte de üç boyutlu baskı teknolojisi gelişene kadar kalıp teknolojisi kullanıyorlardı. Kalıp teknolojisinin hem çok maliyetli hem de uzun süreler alan ve hata yapı yüksek olan bir üretim şekli var. Üç boyutlu baskı teknolojisi prototip yapımında hem hız hem de maliyet açısından çok iyi bir alternatif sunduğu için bu tür firmalar tarafından prototip yapımında, test ürünlerinde, fikser denilen sabitleme ürünlerinde, tercih edilmeye başlandı. Otomotiv firmaları jant kapaklarını doğru bir şekilde sabitlemek için fikser ürünlerini üç boyutlu yazıcıda üretiyorlar. Uçak firmaları birçok donanımın prototipini üç boyutlu yazıcıda üretiyorlar. Onlara ya üç boyutlu yazıcı sağlıyoruz ya da baskı hizmeti veriyoruz. Şu anda bir cam suyu firması için yeni çıkaracakları suyun cam prototiplerini üretiyoruz. Daha sonra firmalar bu prototipleri test ediyor, onay sürecinin ardından seri üretime geçiyorlar.
Kaç kişilik bir ekip var ve görev dağılımları nedir?
Burada 18 kişiyiz. Satış ve İş Geliştirme departmanımız var, Pazarlama ve Kreatif dediğimiz, tüm iletişimi yöneten bir departmanımız var. İnsan Kaynakları departmanımızın yanı sıra (en önemlisi) Teknik Servis departmanımız var. Satış destek, halen gelişmekte olan bir teknoloji olduğundan 3D yazıcı işinde çok önemli. Ayrıca Muhasebe departmanımız ve Kafe kısmı var.
Hangi markaları satıyorsunuz?
Dünyada en çok tercih edilen Ultimaker (Hollanda), Raise 3D (ABD) ve Creality (Çin) 3D yazıcılarını satıyoruz.
Ultimaker son zamanlarda endüstriye de hitap eden B2B ürünler çıkarmaya başladı. Raise3D de keza öyle. Ama ev kullanıcıları için birçok ürünler de var. Creality daha çok öğrencilerin, ‘maker’ tabir edilen camianın, kendi atölyesinde çözümler sunan kullanıcıların tercih ettikleri bir Çin alternatifi, uygun fiyatlı ve kaliteli bir ürün. Ürün gamımıza iki buçuk ay önce girdi. Direkt olarak bireysel kullanıcılar için uygun fiyatlı kaliteli bir alternatif olması açısından oldukça ilgi görüyor.
Filament satışınız, metal baskı çözümünüz var mı?
Şu anda araştırma gündemimizde ama yakın zamanda satışını yapmayı planladığımız bir ürün değil. Dünyada çok gelişen bir 3D baskı alternatifi olduğu için bizim de yakın markajımızda. Özellikle masa üstü yazıcılarda metal baskı alabilme özelliği bir hayli gelişti.
Filamente gelince, biz FDM teknolojili yazıcılar kullanıyoruz ve satıyoruz. FDM teknolojisi plastiği eriterek kullanıyor. Dolayısıyla PLA ve ABS olarak iki ana madde var. İçinde çeşitli granüller (bronz, bakır, ahşap vs.) bulunan, gece parlayanından şeffafına kadar çeşitli türevlerini kullanıyoruz ve satışını yapıyoruz.
Renk kullanımı ne düzeyde?
Geçen yılın istatistiklerine göre iki ana renk beyaz ve siyah en çok tercih ediliyor.
Birden çok rengin aynı işte kullanımı ne düzeyde?
Aynı anda en çok iki rengi kullanabiliyoruz. Çoğu yazıcımızda iki kafa var. Teknoloji geliştikçe bu renk skalası artabiliyor. Daha profesyonel ve büyük yazıcılarda çoklu renk ile üretim mümkün olabiliyor.
Hangi boyutlarda yazıcılarınız var?
Bizde 20 x 20 x 20 cm ebattan 60 cm yüksekliğe kadar farklı ebatlarda yazıcılar var. Ultimaker’in 30 cm, Raise 3D’nin 60 cm yüksekliğinde baskı alabilme kapasitesi var. Creality’nin 50 x 50 x 50 cm yüksekliğinde makinesi var. Daha büyük baskı gerektiğinde iki ayrı baskı alıp çeşitli yöntemlerle birleştirmek de mümkün olabiliyor.
3D yazıcı üretimi yapmayı düşünüyor musunuz?
Üretimi düşünmüyoruz. Dünyada en çok tercih edilen lider marka Ultimaker’i satıyoruz. Bizim yapabildiğimiz sektörü oluşturmaktı, o sektörü oluşturduk ve o piyasayı dengeleyecek yerli üretimler de oldu ve olmaya da devam edecektir. Üretim başkalarının konusu olsun istiyoruz. Bu toplumda bu bilinci ve sektörü oluşturmak misyonunu üstlendik.
Başlangıçtan itibaren 3Dörtgen’in büyüme süreci nasıl gelişti?
2013 Haziran ayında 3Dörtgen’i kurguladık, Eylül’de açılışını yaptık. O günden 2015 yılına kadar neredeyse pazarlama faaliyetlerimizin tamamı insanlara 3D baskının hayatlarını nasıl değiştireceğini anlatmakla geçti. Çünkü teknolojinin farkında olunduğu bir dönem değildi. Burada bir teknoloji olduğunu ve bu teknolojinin hayatlarını çok kolaylaştıracağını anlattık. Marka iletişimi ve satışa endeksli iletişim – pazarlama faaliyetlerimiz 2015’ten itibaren gelişti ve yeni başlıyor diyebiliriz. Gelinen noktada özellikle B2B’de, kurumsal firmalarda 3 boyutlu yazıcı teknolojisine ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Önceden kapı kapı dolaşıp üç boyutlu yazıcı sağlamak için gittiğimiz ve bize olumsuz dönen firmaların şu anda ihtiyaç duydukları için bize döndüklerini, hatta başka kaynaklar da yarattıklarını görüyoruz.
İvme kesinlikle yukarıya doğru ama Türkiye şartları, ekonomi, kurlar satışları etkiliyor ama ivmenin sürekli yukarı olduğunu söyleyebiliyoruz. Daha da çıkacağına inanıyoruz çünkü hâlâ endüstrinin tamamına ulaşabildiğimizi düşünmüyoruz. 2022’ye kadar daha çok 3 boyutlu yazıcı teknolojisinin sağladığı avantajlar üzerine bir iletişim çalışması ve satış politikası uyguluyor olacağız.
Tanıtımda kullandığınız araçlar neler?
Şu ana kadar sağladığımız bilinirliğin % 80’ini dijital medya ve sosyal medyadan sağladık. İkincisi teknoloji dergileri, ayrıca bizim B2B firmalarına ulaştırdığımız yazılı kaynaklar, fuarlar ve etkinlikler, 3 boyutlu yazıcı teknolojisinin ve markanın bilinirliğini arttıracak atölye çalışmaları, okullara, üniversitelere giderek yaptığımız çalışmalar, kültür ve sanatla ilgili çalışmalar, blog; kullandığımız araçlardan bazıları.
Üniversiteler ve sağlık sektörü de hedefinizde mi?
Kesinlikle öyle. Zaten belirlediğimiz birkaç temel sektör var. Sağlık sektörü, mimarlık, otomotiv – uçak, silah sanayii ve protez üretimleri. Bunların hepsinde satışını yaptığımız plastik enjeksiyonlu teknolojinin kullanım alanı oluştu ve biz bu sektörlere öncelik veriyoruz ve hepsine erişmeye çalışıyoruz. Sağlık sektörü en büyük ve en fayda sağlayıcı taraf ve geri dönüşü fazla olan bir sektör. Mesela şu sıralar bir protez firması için üretimler yapıyoruz.
Nihai ürün olarak mı?
Hayır, prototip alınıyor, daha sonra kalıbı alınacak. Vücut içine yerleştirilen değil de vücut dışında kalan implantlar ve sabitleyiciler, yerleştirici parçalar nihai ürün olabiliyor. 3D diş hekimleri tarafından çok tercih edilen bir teknoloji oldu. Şu anda hastaların taradıkları çene yapısının modellerini üç boyutlu yazıcıdan çıkarabiliyor ve ona göre kalıp alabiliyorlar. Bu süreci hem gerçekten kısaltıyor hem de birebir doğru sonuç alabilmelerini sağlıyor. Önceden el yordamıyla, alçıyla alınan kalıplar şimdi tarama ile 3D yazıcıdan hemen alınabiliyor.
Tarama ile baskı birebir aynı. İhmal edilebilecek kadar çok küçük sapmalar olabilir.
Gelecek için planlarınızdan bahseder misiniz?
İki üç senedir endüstriye hizmet veren bir firmaya dönüşüyoruz. Ama bireysel kullanıcıları da göz ardı etmeyeceğiz.
Bayilik vermeyi planlıyor musunuz?
Sektör hızlı gelişiyor. Ama birinci önceliğimiz Türkiye’de bayiliklerimizi genişleterek büyüyeceğiz. Şu anda Ankara, Bursa, Sakarya, İzmir’de bayilerimiz var. 2020’nin başında ağımızı genişleteceğiz ve Anadolu’da da 3 boyutlu baskının yaygınlaşmasını sağlayacağız.
Bu konseptin piyasada bir taklidi oldu mu?
Bizimki kadar kompleks bir yapı olmasa da kahve ile 3D baskıyı bir araya getiren meslektaşlarımız oldu. Hatta bizden franchising isteyenler de oldu ama buna sıcak bakmadık. Bayiliklerimiz var ama kontrolümüz dışında franchising gibi yapılara sıcak bakmıyoruz. ABD, Japonya ve Kanada’da da çok sayıda benzer örnekler var.