“Türkiye’de ambalaj sektörü ihracat potansiyeli ile birlikte çok hızlı bir şekilde gelişiyor. Eminim ki bu yatırımla birlikte Türkiye’de ambalaj sektörü daha hızlı bir şekilde ilerleyecek.”
Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’nda HP Indigo Matset standında en üst düzeyde temsil edildi. Fuar dolayısı ile HP Indigo Genel Müdürü Alon Bar-Shany de İstanbul’a geldi ve HP Indigo müşterilerini stantlarında ziyaret etti.
Alon Bar-Shany Matset standında sorularımızı yanıtladı.
Indigo 20000 Türkiye’deki ikinci kurulum, aynı zamanda dünyada da 200. kurulum olacak. Bu çerçevede hem Indigo 20000 hem de genel olarak İndigo satışlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunların hepsi farklı bir segment, hepsine farklı bakmak lazım. Hepsinin karakteristik farklı özellikleri var. Esnek ambalaj bir anlamda bizim için yeni sayılır. Indigo 20000’in 200. kurulumundan dolayı çok gururluyuz ama tabii ki bu bizim için yeterli değil. Bu fuarda sergilediğimiz ve ardından kurulumu yapılacak olan bu Indigo 20000’in bizim için bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. Bu makineyi kullanacak olan firmaya biz de destek olarak pazarda neler yapılabileceğini göstereceğiz. Türkiye’de ambalaj sektörü ihracat potansiyeli ile birlikte çok hızlı bir şekilde gelişiyor. Eminim ki bu yatırımla birlikte Türkiye’de ambalaj sektörü daha hızlı bir şekilde ilerleyecek.
İkinci Indigo 20000 Konya’ya kuruluyor. Bu sizin için enteresan mı?
Tabii bu beni de şaşırttı. Ama bu çapta yüksek kapasiteli üretimler büyük şehirlere çok yakın olmayabiliyor. Matset de gereken servisi ve hizmeti iyi bir şekilde vereceği için bir problem yok.
Indigo satışlarının Türkiye’deki performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye çok dinamik ama bir o kadar da değişken iş ve ekonomik koşulların olduğu bir ülke. Böyle baktığınız zaman ülkenin mevcut potansiyeli ve bunun işe yansımasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlk olarak söyleyeceğim, ben de Orta Doğu’da yaşıyorum. Bizler için hayat böyle. Bu koşullar için bir stratejinizin olması lazım. Indigo’nun burada tasarladığı makinenin de esnek ve her işe uygun olması gerekiyor. Indigo baskı makinelerinde para kazanmak için günde 24 saat, haftada 6 gün çalışmanıza gerek yok. Bir plan yapıp size, katma değer sağlayacak, firmanıza katkı yapacak ve maliyet açısından size avantaj sağlayacak bir iş kurarak ve bunun üzerine ilaveler yaparak ilerleyebilirsiniz. Müşterilerimizin uzun vadeli planlarının olmasını isteriz ve bu tür iniş çıkışlarda da bütün desteğimizi gösteririz.
Indigo 20000’in kurulacağı Konya’daki Çevikbaş firmasını tanıyor muydunuz, Konya’ya gittiniz mi ya da gitmeyi düşünüyor musunuz?
Firmayı daha önce duymuştum, ilk fırsatta da Konya’ya gideceğim. Pazarda bilinen bir firma Çevikbaş. Bizim için de onlarla çalışmak çok onur verici. Bu yüzden de biz de mahcup olmamak için elimizden geleni yapmak zorundayız.
Türkiye’deki Indigo satışlarının önümüzdeki süreçte biraz daha ivmeleneceği değerlendirmesini yapıyor musunuz?
Türkiye’de şu anda güçlü bir alt yapımız var. Matset’le birlikte çalışıyoruz. Bir demo merkezimiz var ve teknik servisimiz çok güçlü. Tabii ekonomik ve politik koşullara biz müdahale edemiyoruz. Bizim elimizde olan bir şey değil. Türkiye ambalaj ve etiket alanında çok ilerledi ve daha da ilerleyeceğini görüyoruz. Bizim için de çok değerli bir pazar. Esasında bu krizlerin, dalgalanmaların firmalarda ve insanlarda olumlu etkileri de oluyor. Mental olarak kendinizi daha esnek olmaya alıştırıyorsunuz. Bu da krizlerden sıyrılmanızı sağlıyor. Türkiye’nin en büyük avantajlarından biri Türk lirasının dolar ve avro karşısında kur avantajına sahip olması. Türkiye için hâlâ büyük bir ihracat pazarı var.
Krizlerin olumsuzlukları yanında firmaları disipline ettiği ve kaliteyi yükselterek ihracata yönelmelerini sağladığından da artık söz ediyoruz. Bu da yeni yatırımları tetikleyecek bir durum. Siz de bunu dikkate alıyor musunuz?
Gördüğünüz gibi fuarda makinelerimiz var ve ben de buradayım. Matset ve HP burada. Ben her fuara gidemiyorum. Ama bugün buradayım. Fuarda müşterilerimizin ne kadar hızlı bir şekilde büyüdüklerini gördüm. Bizim daha fazla gelişmemiz gerektiğinin farkındayım. Çünkü burada çok büyük bir pazar var. Matset de gereken yatırımları hem serviste hem de iş geliştirmede yapıyor. Bunu daha önce de kendi aramızda konuştuk. Türkiye’deki en büyük dezavantaj müşterileri bir araya toplamak. Genelde bir araya gelmek istemiyorlar, birbirlerini rakip olarak görüyorlar. Biz bütün müşterilerimizin birbirleri ile yarış içinde değil, beraber büyüdüklerini görmek istiyoruz. Müşterilerimizin büyümeleri için iş ve bilgi paylaşımı yaptıkları, birbirlerine yardımcı oldukları bir pazar olması gerekiyor. Makinelerimizde belli bir kalite standardı var ve servis tarafımız iyi. Belki müşterilerimizle iş geliştirme konusunda yurt dışına İsrail’e gidebilir, onları bir araya getirip daha fazla bilgi paylaşımı yapıp, dünyada nelerin olduğunu daha fazla aktarabiliriz.
“Labelexpo Indigo 6000 ve 20000 serileri için çok başarılı bir fuardı”
Geçtiğimiz günlerde Labelexpo başarı ile sonlandı. Fuar sizin beklentilerinizle örtüştü mü?
Öncesinde dünyadaki ekonomik şartlardan dolayı esasında biraz endişeliydik. Ama fuar bittiğinde sonuçlar olumluydu ve beklentilerimizi karşıladı. Dünyanın her yerinden insanlar vardı. İnsanlar geldiklerinde kafalarında Indigo ile nasıl katma değerli iş yapabilirim, nasıl para kazanabilirim diye fikirleri vardı. Indigo 6000 serisi ve 20000 için Labelexpo çok başarılı bir fuardı.
Avrasya Ambalaj 2019 İstanbul Fuarı’nı nasıl buldunuz?
Düşündüğümden daha büyük. Belli bir kalite standardı, global firmalar ve çok ihracat ürünü var. Benim için de çok gurur verici bir fuar. Gezerken stantlarda Indigo baskı makinelerimizin fotoğraflarını, basılmış etiket ve ambalajları görüyorum. Bu da bana Türkiye’ye daha fazla yatırım yapmak için güven ve motivasyon veriyor.
“drupa’da ziyaretçilerin birkaç gün geçirmek isteyecekleri bir standımız olacak”
Önümüzde drupa var. Orada Indigo tarafında yeni neler olacak?
Söylersem gelmezsiniz. Şu an drupa için konuşmak için erken. Bizim için de sektör için de çok önemli bir fuar. Fuarlar bizim için yeni makineler yanında ne tür çözümler sunacağımızı göstereceğimiz yerler. En azından şu sözü verebilirim: drupa’da ziyaretçilerimiz bir gün değil birkaç gün geçirebilecekleri bir stantla karşılaşacaklar ve birçok şey görebilecekler. Umuyorum ki birçok Türk müşterimiz de orada olacaklar.