Xeikon en yeni teknolojilerini ve çözümlerini Mayıs sonu ve Haziran başında sanal ortamda düzenlediği basın toplantılarıyla duyurdu.
Xeikon, 30 Mayıs ve 3 Haziran’da iki çevrim içi basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Xeikon’un küresel salgındaki tutumu paylaşıldı ve en son teknolojileri, yenilikleri tanıtıldı.
Baskı öncesinde ve baskıda üç stratejik dalga
Flint Group Dijital Çözümler Başkanı ve Xeikon CEO’su Benoit Châtelard, şirket stratejisini şöyle açıklıyor:
“Şirketin temeli baskı üretiminin dijitalleştirilmesi. Dijital çağda doğduk ve dijital DNA’mızda. Stratejiyi tanımlamanın en iyi yolu, iki önemli faaliyetimizin her birindeki üç stratejik dalgadır. Birincisi baskı öncesi, ikincisi baskı.”
Châtelard, “Baskı öncesinde ilk stratejik dalga yüksek düzeyde üretkenlik sunduğumuz, ofset baskı ortamı için CtP ile ilgili” diyor ve şöyle devam ediyor:
“İkinci stratejik dalga, standart bir CtP’nin yükseltme fiyatının bir kısmına en yüksek kalite düzeyini üretmek için geçenlerde duyurduğumuz yeni Nano Woodpecker adlı teknolojimizin bulunduğu ambalaj – etiket CtP’si ile ilgili.
Son dalga, en düşük maliyetle klişe üretimi ve dünyada endüstri 4.0 çerçevesinde kalıp üretimini başarmak için bir temassız işlem sürecinin duyurulduğu kalıp otomasyonu ile ilgili.
Bunlar baskı öncesiyle ilgili üç stratejik dalga. Xeikon’un ikinci ana faaliyet alanı baskı. Baskıda da üç alan var:
Birincisi, sektörde yüksek hacimli uygulamalar için yeni ufuklar açan, endüstrinin en hızlı toner bazlı baskı makinesini duyurduğumuz grafik sanatlar. Bu eski bir alan ama yeni bir teknolojiyle bu alana tekrar giriyoruz.
Baskıda ikinci stratejik dalga, toner ve inkjet teknolojisinde en geniş uygulamalar yelpazesini sunduğumuz ambalaj ve etiketle ilgili.
Üçüncü stratejik dalga, yeni su bazlı teknolojimizle yüksek üretkenlik ve kalite ve daha da önemlisi bu alanın ihtiyaçlarına uygun iş modeli sunmak istediğimiz, oluklu mukavvaya doğrudan baskı ile ilgili.
İşte bu bizim stratejik düşüncemiz. Şirket olarak şimdi sizin için dengeli bir portföyümüz olduğunu söyleyebilirim.
İşte bu bizim stratejik düşüncemiz.”
Bir şirket olarak, dönüştürücülerin ihtiyaçlarının çoğunu karşılamak için dengeli bir portföyleri olduğunu ve daha da önemlisi onlarla birlikte yaratmak istediklerini belirten Châtelard, ekliyor:
“Endüstriyi zorladığımızı söylemekten gurur duyuyorum. Teknoloji anlamında zorluyoruz, dijitalin çeşitli uygulamalarda kullanımı konusunda zorluyoruz. Gelenekselden dijitale geçişe yardımcı olmak istiyoruz.
Ancak teknoloji icatları konusunda da kendimize meydan okuyoruz. Piyasaya sipariş üzerine baskı çözümleri sunuyoruz.”
“Kendi mürekkeplerimizi formüle ediyor ve üretiyoruz”
Xeikon Dijital Mürekkepler ve Görüntüleme Başkan Yardımcısı Lode Deprez, başında bulunduğu inkjet, toner ve proses Ar-Ge yetkinlik merkezlerinin ne anlama geldiğini şöyle anlatıyor.
“Xeikon olarak kuru toner ve likit tonerlerde ve aynı zamanda inkjet teknolojisinde, kendi inkjet teknolojimizde yılların deneyimine sahibiz. Pigment dispersiyonundan başlayarak nihai mürekkebin yapımına kadar, mürekkep – kafa etkileşimini kontrol edilmesi, dalga formlarını ve mürekkep – substrat etkileşimini optimize edilmesi, tüm bu şeyler iyi performans gösteren bir mürekkep elde etmek için yapılmalı.”
Deprez, kuru tonerin yüksek kaliteli baskı ve gıda için güvenli baskılarda tercih edildiğini, geniş format baskının çoğu zaman inkjet gerektirdiğini, oluklu gibi yeni pazarlar için Xeikon’un su bazlı inkjete yöneldiğini belirterek; bu tercihin sebebini şöyle açıklıyor:
“UV ve hibrit mürekkeplere karşı gıda güvenliği, sürdürülebilirlik ve aynı zamanda maliyet anlamında, bu yeni pazar için daha yüksek hacimlere olanak tanıma ve daha yüksek kârlı üretime geçiş noktası (başabaş noktası) için su bazlı inkjet mürekkebin büyük avantajları var.”
Deprez, inkjet mürekkeplerle konvansiyonel flekso ve ofset mürekkepler arasındaki farkları şöyle sıralıyor:
“İlk fark, viskozitedir. İnkjet mürekkeplerin yüksek püskürtme sıklığı nedeniyle, katılabilecek pigment konsantrasyonu miktarı sınırlanır. Bu aynı renk miktarı için substrat üzerinde daima daha fazla mürekkebe ihtiyaç duyacağınız anlamına geliyor. İkinci önemli fark analog mürekkep üretim sürecinin karmaşıklığıdır. Tüm mürekkep partiküllerinin mürekkep besleme sistemlerinden ve nozullardan geçebileceğini garanti ediyoruz. Bu, analog mürekkep üretim sürecine kıyasla daha fazla öğütme süresi ve filtreleme demektir.” Görsel kalitesi, maliyet ve performans arasında ideal bir denge oluşturmak için, Xeikon’un bu mürekkeplerin imalatının dikey entegrasyonuna, en iyi baskı kafası performansını, en iyi profilleri, en düşük mürekkep tüketimini ve en uygun mürekkep – substrat etkileşimini garanti eden birçok yatırım yaptığını belirten Deprez, ekliyor:
“Bundan dolayı patentli pigment dispersiyon teknolojimizle, Flint’in üretim teknik bilgisini ve lojistik hattını kullanarak, kendi mürekkeplerimizi formüle ediyor ve üretiyoruz. Bu yüksek hacimli pazar için avantaj teşkil ediyor.”
Ofset gerilerken, fleksoda belirgin, gravürde hafif yükselme var
Basın toplantısında Xeikon Kurumsal İletişim Müdürü Danny Mertens’in, Baskı Öncesi Genel Müdürü Uwe Stebani ile yaptığı söyleşide Stebani’nin verdiği rakamlara göre küresel baskı pazarında ofset pazarı 2012 yılındaki 362 milyar dolardan 2019 yılında 319,2 milyar dolara gerilerken, flekso pazarı 145.3 milyar dolardan 182.3 milyar dolara, gravürün pazarı 64.4 milyar dolardan 66 milyar dolara yükseldi. Stebani’ye göre fleksoda bu hızlı büyüme gerçekleşirken otomasyon, piyasaya hızlı çıkış, uzaktan erişim koronavirüs salgını ile marka sahipleri için daha önemli hale geldi.