Heidelberg Türkiye, bu yıl 25.’si düzenlenen Avrasya Ambalaj fuarına ilk kez katıldı. Standında geniş bir ekiple ziyaretçilerini karşılayan firmada fuar sohbetlerinin konusu malzeme ve servisin yanı sıra yeni iş modelleriydi. Heidelberg’in ambalaja yönelik baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası makineleri hakkında fikir alışverişi yapılırken, katma değer katan ürün temsilcilikleri; folyolar, laminasyon malzemeleri, soğuk yaldız, sıcak yaldız, hologramlar uygulama örnekleri ile tanıtıldı ve büyük ilgi gördü.
Fuarda, Matbaa Haber’in sorularını yanıtlayan Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Selkut Engin, “Geniş bir ekiple buradayız. Yabancı misafirlerimiz de standımızdan çok etkilendiler. Çoğunlukla Orta Doğu Bölgesinden müşteriler var. Yurt içi ve Yurt dışı Müşterilerimizle bir araya gelebildiğimiz çok güzel bir fuar oldu” diyor. Müşteriye A’dan Z’ye matbaada kullandığı tüm malzemeleri vermek, yaptığı işe katma değer sağlamak ve onunla uzun vadeli bir ilişki kurmak istediklerini belirten Engin, şöyle devam ediyor: “Müşterimizle imzayı attığımızda bizim işimiz başlıyor. Hele hele abonelikte, imza atıyoruz ve en az 5 yıl müşterimizin üretim verimliliğinden dolayısıyla başarısından sorumlu oluyoruz.
Biz makinelerimiz, malzemelerimiz, abonelik sistemimizle ve bu malzemeler ile birlikte bir bütün olarak matbaanın tamamen içinde olmak istiyoruz. Güçlü bir ekibimiz var. Sadece Servis organizasyonumuzla 30’dan fazla eğitimli birey çalışıyor. Heidelberg Türkiye’nin yaklaşık 20 yıllık varoluşu var. Onun bu gücünü piyasada göstermek bu konuda insanlara hizmet vermek istiyoruz.”
Heidelberg Türkiye bu yıl çok başarılı bir performans sergiliyor. Fuara kadar makine satışında Gallus Flexo Baskı Makineleri ile birlikte 100 üniteyi geçtiklerini belirten Selkut Engin, 31 Mart 2020’de sona erecek mali yılda hedeflerin oldukça üzerinde olacaklarını kaydediyor. “Müşterimizi rekabetçi kılmak adına, kendimizi onların yerine koyup, iş yerlerini kendi iş yerimiz gibi benimsiyoruz. En iyi koşullarda en doğru malzemeye sahip olmaları için hepimiz çalışıp düşünüyoruz. Müşterilerle bir anlamda empati kurup; ben olsam bu makineyi bu fiyata alır mıyım, bu malzemeyi alır mıydım diye düşünüyoruz. Öyle olunca güven de kazanıyoruz” diyen Engin, ekliyor:
“Abonelik sistemi, geleceğin modeli. Artık dünyada yeni trend abonelik, yani sahipliğin sonu (End of ownership).”