Esko standında yeni Kongsberg C Edge ve amiral gemisi Kongsberg C64 sergilenirken; C 64 üzerindeki açık hava reklam sektöründeki kumaş uygulamalarının hassas ve verimli kesimi için yeni motorize rulo besleyici göz doldurdu.
FESPA 2019’un ardından, Esko Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (CIS) Genel Müdürü Mustafa Salur’dan fuar izlenimlerini aldık.
FESPA her zaman Esko için heyecan verici bir fuar. Her FESPA’ya ciddi ve güzel hazırlanıyoruz; iyi bir ekiple, doğru çözümler ve doğru hedeflerle fuarda yer alıyoruz. Bu sene Kongsberg C serisine de upgrade edilebilen, sektör ihtiyaçları doğrultusunda esnek bir konfigürasyon belirlenerek tasarlanmış Kongsberg C Edge (1.68 x 3.20 m) modelimizi sergiledik. Bir de en gelişmiş, en büyük ebatlı (3.20 x 3.20 m) modelimiz Kongsberg C64’ü sergiledik. Bu makinede yeni olarak rulo çalışırken kesilen malzemeleri toplayan, ‘Take-Up’ adını verdiğimiz ayrı bir ünite, bir de boşa atık olarak çıkan malzemeyi rulo olarak saran bir üniteyi sergiledik. Ayrıca ruloyu beslerken tansiyonunu belirleyebilen, doğru pozalamasını ayarlayabilen en yüksek hassasiyette bir otomatik besleme sistemimizle makinemize fuarda yer verdik.
Her türlü rulo malzemeyi kesiyor mu?
Kâğıt bazlı malzemeler, banner, folyo, reklam sektörünün afiş, bayrak vb. imalatta kullandığı tekstil bazlı malzemeler olabilir. Esko’nun kesim makinelerinde cam ve metal (alüminyumu metal saymıyoruz) dışında tabaka malzemeleri de (kalın alüminyum dahil) doğru aparatlar, doğru uçlar takarak kesme şansına sahibiz.
Bunun dışında Esko’nun yazılım çözümleri de var. Fuarda makinelerin yanında gerek stant yapan firmalar gerek ambalaj üreticileri ve açık hava sektöründe faaliyet gösteren reklam firmaları için iş süreçlerini verimli kılmak ve hataları azaltmak anlamında geniş yelpazede yazılım çözümlerini de demolarla sergiledik.
Geniş bir bölgeden sorumlusunuz. Bu bölgede Türkiye son yıllarda nasıl bir performans gösteriyor?
Türkiye 2016’nın ikinci yarısından beri bir düşüş trendinde. Tabii bu trend Türkiye’de fırsatlar olmadığı anlamına gelmiyor; sadece politik ve ekonomik sebepler yatırım isteğini baltalıyor ya da sektörde bu yatırımların bir şekilde geç kalmasına sebebiyet veriyor. Maalesef gerek açık hava reklam sektörü gerek ambalaj sektörü makineler ve kullanılan sarf malzemeleri açısından tamamıyla dışa bağımlı. İlk etkilenen reklam sektörüydü. Ambalajda özellikle üst ve orta segmentte ihracata çalışan büyük firmalarımız var. Ciddi bir ihracat başarıları ve hedefleri olması, onların güvenli bir limanda iş yapmalarını sağlıyor. Ama Türkiye’de iş yapan her firma yurt dışında bu kadar rekabetçi olamayabiliyor. Bu tür durumlarda da iç pazarın dinamikleri ve sıkıntıları fazlasıyla yansımış vaziyette. Bu da moralleri çok yüksek seviyede tutmuyor. Artı, eskiden sektörde çalışan firmalar müşterilerini çok rahatlıkla finanse ederken, paranın maliyetinin artmasıyla birlikte bu finansal giderler maalesef çok arttı. Bu yüzden sektörde kapanan şirketler, işini daraltan ve işten çıkarmalar yapmak zorunda kalan şirketler görebilmekteyiz.
Fuarda bunun yansımaları var mıydı? Türkiye’den ziyaretçi sayısı etkilendi mi?
Bobst’un etkinliğine katılmak için fuarda iki gün kalabildim. 2017 ve 2018’de de Türkiye’den ziyaretçi sayısında azalma vardı ama bu sene bu çok daha belirgindi. Yani Türkiye’den gelen firma sayısı çok daha sınırlıydı. Bu da gösteriyor ki;
- İnsanların yatırım yapma niyeti çok daha az.
- İnsanların iş süreçleri şu anda mükemmel değil,
- İnsanların kafaları çok rahat değil.
Bir tarafta ödemeler dengenizde sıkıntı varken, bir tarafta müşterilerden alacaklarınızı tahsil etmekte sorunlar yaşıyorsanız, bir tarafta aldığınız malzemenin maliyeti sattığınız malzemeyi karşılamıyorsa, döviz kurundaki çalkalanmalar size bir ileri iki geri yaptırıyorsa, alacaklarınızın döviz cinsinden karşılığında kayıplar yaşıyorsanız, birçok firma yatırım yapmaktan imtina ediyor veya daha stabil, daha güvenli, tutarlı, daha iş yapılası bir ortam sağlanana kadar yatırımlarını erteliyor.
Ertelenmiş yatırımlar sizin müşterilerinizde de var mı?
Bir hayli ertelenmiş yatırım var. Sadece reklam sektöründe değil keza ambalaj sektöründe de ertelenmiş yatırımlar var. İş ortağı olduğumuz, baskı makinesi üreticisi olan ya da bizim sistemlere entegre olup çalışan gerek yazılım gerek donanımı olan diğer firmaların çözümlerinin hitap ettiği sektörde de daralma var ve bu daralmanın nedeni de ekonomik ve politik sorunlar.
İlk iki gün itibarıyla, FESPA’nın genel performansını nasıl yorumluyorsunuz?
Türkiye için aynı şeyi söyleyemem ama genel ziyaretçi sayısında bu yıl ciddi bir artış vardı. Fuara rağbet ve toplam bitirilen iş sayısı ilk iki günde geçen yıllara göre iyiydi.
Dikkatinizi çeken yeni teknoloji var mıydı?
Doğrusu ‘distruptive’ denebilecek, ortalığı kasıp kavuracak bir teknoloji görmedim. Zaten, drupa’ya bir yıl kalmışken çok farklı bir teknolojiyi burada görmek bence hayal kurmak olur.
Her fuar bence firmaların hâlâ sektörden, üreticiler ve tedarikçi firmalardan yeni ve farklı bir şeyleri, pazarla alakalı dinamikleri, yenilikleri öğrenebilecekleri birer fırsat alanı. İşiniz iyi olmayabilir ve beklentilerinizi karşılamayan bir ortamda olabilirsiniz ama bu demek değil ki “Fuara gitmeyeyim” veya “Fuara harcayacağım parayı tasarruf edeyim.” İnsanların mümkün olduğu kadar fuarları ziyaret etmeleri ve yeni teknolojiler, yeni malzemeler hakkında bilgi sahibi olmalarını, hiçbir şey yoksa bile orada insanlarla bir araya gelerek farklı bakış açıları kazanmalarını öneririm.